Ülkemiz son 5 yıllık süreçte konut sektöründe satış rekorlarının kırıldığı yılları görmüş ve 2017 yılında 1 milyon 409 bin satış ile ülke tarihinin en yüksek satış rakamlarına ulaşmıştı.
Bu kapsamda geleceğe ümitle bakan inşaat sektörü, 2018 yılı Temmuz ayında dolar ve faizlerdeki aşırı yükselme nedeniyle beklenmedik bir senaryonun içinde yer almıştı. Ülke ekonomisinin can damarlarından biri kabul edilen inşaat sektörü için bu dönemde bir "kırılma dönemi" oldu diyebiliriz.
İnşaat üretim maliyetlerinin artmasının yanı sıra kredi kullanım faizlerinin yüzde 2 seviyelerini görmesi de sektörümüzdeki yeni bir dönemin başlangıcına neden oldu. Konut kredi faizlerindeki artış ile beraber büyük bir düşüşe geçen ipotekli konut satışları da gerek konut geliştiricileri için gerekse de alıcılar için ne denli bir önem taşımış olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
Rakamsal veriler ve inşaat sektörüne duyulan güven endeksi bakımından oldukça zor geçen 2018 yılının son döneminde alınan önlemlere rağmen bir çok inşaat firması konkordato ilan etmek zorunda kalmış ve bir çok emlak ofisi faaliyetlerine son vermişti. Ancak merkez bankası tarafından atılan adımlar ve özellikle faizlerde bin baz puan indirime gidilmesi tüm sektör için bir can suyu olmuştu.
Bu sayede 2019 yılına daha iddialı ve umutlu giren inşaat sektörü yılın ikinci çeyreğinden sonra olumlu sinyaller vermeye başladı. Yılın son çeyreği ise 2020 için umut verici bir tablo çizmemize neden oldu.
Kredi Faizlerinin Düşüşü Kırılma Noktası Olabilir
Gayrimenkul alıcılarının konut kredilere güven oranının yüzde 1 seviyelerine düşmüş olmasına rağmen kredi faizlerinde devam eden indirimler sebebiyle Eylül 2019 döneminde 146 bin 903 gibi bir satış rakamı yakalanmış ve son 6 yılın Türkiye genelindeki tüm zamanların rekoru kırılmıştır.
Bunun yanı sıra "İpotekli konut satışları" yüzde 5’lere düşmüşken, yüzde 1’lerdeki kredi oranı ile bu oran yüzde 40 gibi oranlara kadar yükseldiğini görmekteyiz. Özel bankalarında son zamanlardaki konut kredi faizlerini yüzde 1’in altında düşürmesi ile birlikte kısa vadede olumlu sonuçlar alınması sürpriz olmayacaktır.
Özellikle Bursa ve Balıkesir gibi kritik şehirlere baktığımızda konut stoğu fazlalığı olmaması ve taleplerdeki artışlar ile birlikte doğru lokasyonda projelendirilmiş, ulaşım sorunu olmayan ve insan odaklı sosyal donatı alanlarına sahip gayrimenkullerde özellikle son 6 aylık dönem öncesine oranla fiyatlar da belirgin bir artış olmamakla beraber oldukça cazip satış seçenekleri olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak yeni başlayacak ve devam eden projelerde ise inşaat maliyetlerindeki artışlar ile birlikte inşaat firmalarının da konut satış fiyatlarını arttırması kaçınılmaz olacaktır.
Kentsel Dönüşüm Bilmecesi ve Beklentiler
Neredeyse son 5 yıla damga vuran kentsel dönüşüm furyası 2019 yılında da devam ediyor diyebiliriz. Özellikle büyükşehirlerde yaşanan kentsel dönüşüm uygulamaları ile zaman zaman olumlu sonuçlar alınmış olsa da ne yazık ki bir çok kötü örneği de beraberinde getirdi.
İnşaat mevzuatındaki değişiklikler, ekonomik belirsizlikler ve sektörel daralma nedeniyle farklı bir boyuta geçen kentsel dönüşüm Bursa’da özellikle Nilüfer ilçesini doğrudan etkilemiş durumda.
Gelinen son nokta da ise Nilüfer bölgesinde önemli bir ivme kazanan kentsel dönüşüm projelerinin bir kısmının üretimi devam ederken, bir kısmının ise yıkılmış olmasına rağmen belirsizliğini koruduğu görüyoruz. Hatta bazı projelerin sözleşmesinin yapılmış olmasına rağmen inşaat firmaları tarafından bu projelerin iptal edildiği veya devir etmek yoluyla farklı çözümler üretilmeye çalışıldığını söyleyebiliriz.
2019 itibariyle yılsonunu değerlendirdiğimizde konut satış rakamlarının 1 milyon 180 bin ila 1 milyon 200 bin civarı bir oranda gerçekleşmesi ve bu rakamlarla beraber 2020 yılı için yeni stratejilerin üretilmesi gerektiği sonucunu çıkarabiliriz.