İnşaat sektörü belirli dönemlerde “daralma” ya da “durgunluk” dediğimiz bir döngü içine giren ama genel itibariyle "sürekliliğini" kaybetmeden yoluna devam eden nadide sektörlerden biri olma özelliğini yıllardır taşıyor.
 
Bunun en önemli nedenlerinin başında da insanların ev sahibi olma hayalinin hiç bitmemesi geliyor. Evlenme, boşanma, daha büyük ev ihtiyacı ve şehir hayatının ihtiyaçlar üzerindeki etkilerini düşünecek olursak bu hayalin uzun yıllar daha süreceği aşikar…
 
Peki şuan yaşanan durgunluk neyin habercisi ?
 
Hayalini gerçekleştirmek isteyenler için 15 yıl öncesine kadar imkanlar şimdiki gibi değildi. Konut kredisi kullanım oranları, daire fiyatlarının yüksek olması ve arz edilen konut miktarının az olması insanların ev sahibi olmasının önündeki en büyük engellerdi.

Ancak bankacılık sektörünün inşaat sektörünü yeni bir yatırım aracı olarak devreye alması ve finansal araçların inşaat sektöründe kullanılmaya başlanmasıyla birlikte yeni bir dönemde başlamış oldu.

 
Hatta bu yeni dönemle birlikte öyle bir süreç başladı ki; finans ve inşaat sektörü iç içe geçti diyebiliriz. (İyi mi oldu kötü mü oldu diye soracak olursanız bunun cevabı için günlerce tartışmak gerekebilir) İnşaat sektörünün finans sektörüne bu derece dahil olmasının doğurdu pek çok sonuç var. Ama şuan yaşanan durgunluk ve sektördeki firmaların sahneden çekilmeye başlaması bunların en belirgin örnekleri diyebiliriz.

Peki bu işin konut alıcılarına yansıması nasıl olacak ? Ev sahibi olmanın yolu değişiyor mu ?

Sorunun yanıtını hemen vermekte fayda var; evin yolu değişmeye başladı! Hem de hızla…

Önceden ev sahibi olmak isteyenlerin ilk başvurduğu seçenek olan banka kredisi kullanımı neredeyse güneş gören buz gibi erimeye başladı. Bunu gören inşaat firmalarının ilk yaptığı da şirket içi vade kampanyaları oldu.

İlk etapta vatandaşların lehine gibi gözüken kampanya aslında firmalar içinde yeni bir dönem başlattı. Aynı zamanda yeni bir satış modeli olarak literatüre giren bu model firmaları da bankasız bir ticarete alıştırmaya başladı. Genel olarak uygulanan ancak ilk kez bu kadar öne çıkan bu satış modeli şuan test aşamasında diyebiliriz. Konut kredi faizlerinin artması nedeniyle artık başrolde olan bu satış modelinin başarılı olup olmayacağı şuan için belirsiz…


Bilirsiniz bir filmin gişe yapması ve ikincisinin hatta üçüncüsünün çekilebilmesi için başrolün önemi çok büyüktür. Eğer başroldeki sevilir ve izleyiciyi rolüne ikna ederse bu iş oldu denir..

Bakalım inşaat sektörünün adeta geleceğini emanet ettiği “şirket içi vade” hamlesi satış rakamlarına nasıl etki edecek..

Bekleyelim, görelim…