Bilindiği üzere son zamanlarda taşınmaz gayrimenkul tapu harç bedellerinin gerçek beyanlar üzerinden ve değerleme raporu zorunluluğu getirilmesi için yasal girişimler hazırlanmıştı. Özellikle böyle bir uygulamanın zamanlamasının inşaat sektörü adına oldukça zor bir süreç içindeyken gündeme gelmesi de beraberinde birçok tartışmayı getirmişti.
Son beş yılını inişli çıkışlı geçirmek zorunda kalan ve ülke ekonomisinin can damarlarından biri olarak kabul edilen inşaat sektörü zaten kendi sorunlarıyla baş ederken bir yandan da tapu harç bedellerinin farklı bir uygulama ile gerek alıcı gerekse de satıcı için yeni bir dönem başlaması şüphesiz beraberinde yeni sorunları da getirecekti.
Neyse ki gayrimenkul alım satımlarında beyan edilen değer yerine devletin ve özel şirketlerin belirleyeceği ‘gerçek’ değer üzerinden tapu harcı ödenmesini öngören düzenleme iptal edildi.
AK Parti'li milletvekillerinin hazırladığı ve içerisinde konaklama vergilerinin de yer aldığı yasa teklifindeki tapu harcı maddesi iktidar ve muhalefet milletvekillerinin verdiği önergelerle TBMM Genel Kurulu’nda metinden çıkarıldı.
3 Doğru 1 Yanlışı Nasıl Götürdü ?
Birinci doğru; inşaat sektörünün çıkış aradığı dönemlerde tapu harç bedellerinin beyanı ve değerleme raporu zorunluluğu hem satış süreçlerinde yeni bürokratik engeller çıkaracak hem de zaman kaybettirecekti.
İkinci doğru; Tapu harç bedellerinde uygulama da olan oranlarda herhangi bir indirim yapılmadan böyle bir uygulamaya geçilmesi zaten durgun olan gayrimenkul sektörünü yeni belirsizlikle başbaşa bırakacaktı. Kararsızlar ya da alım kararı için günlük pozisyon alan yatırımcılar için yeni bir “erteleme” bahanesi olacaktı.
Üçüncü doğru; Gayrimenkul alım satımı cidden ülke ekonomisinde büyük bir pazar oluşturuyordu. Özellikle "yabancı yatırımcı ya da yabancı alıcılar" için yeni bir düzenleme olması sektöre duyulan güven konusunda bir takım soru işaretleri oluşturacaktı. Gayrimenkul değerleme raporlarının farklı dillerde tercüme edilmesi gerekeceği için alıcılar ekstra maliyetler doğuracaktı ve süreçleri daha da uzatacaktı. Zaten büyük rakamlarla alım yapan yatırımcılar kendi insiyatifleri doğrultusunda değerleme raporu hazırlatıyorlardı. Hatta bunu yapmaya başlayan gayrimenkul danışmanlık ve emlak ofisleri bile var.
Bir yanlış; ülkemizde lokomotif kabul edilen otomotiv, tekstil, gıda ve sağlık gibi sektörler varken her fırsatta inşaat sektörü üzerinde bir takım düzenlemelerin öne çıkması, ekstra maliyetler yüklenmesi ve inşaat mevzuatlarının sık aralıklarla değişime uğraması oldukça düşündürücü!
Ancak bir şekilde bu düzenleme iptal edildi ve inşaat sektörü yeni bir krizle karşı karşıya getirilmekten kurtuldu. Umarım sektöre can suyu olacak başta konut kredi faizlerinin indirilmesi ve proje bitirme garantörlükleri (belirli kriterleri taşıyan firmalar için) ile inşaat sektörüne yeni bir nefes imkanı sunulur.
Son olarak, önümüzdeki 6 ay içinde inşaat sektörü için yeni bombalara hazır olun…