İnşaat sektörü son 10 yılın en zor dönemlerini yaşamaya devam ediyor.
Özellikle geçen yılın sonbaharından itibaren başlayan durgunluk ve belirsizlik konut satışlarına ciddi bir etki yaptı.
Konut satışlarındaki bu gerilemenin yansımaları da sektörü fazlasıyla yıprattı. Sat-Yap modelinin yaygın olduğu inşaat sektöründe satışların bir anda beklenmedik düzeyde düşmesi ve nakit girdisinin azalması bir çok inşaat firmasının korku dolu rüyalar görmesine neden oldu.
Açıkcası bu zamana kadar yaşanan her kriz sürecinden inşaat sektörü güçlenerek çıkmayı başaran bir sektör olmuştu. Tabiki bir takım tavizler ve kayıplar verildi. Buna bağlı olarak bazı inşaat firmaları projelerini devrederken bazıları da projeye başlamadan geri adım attı. (İstanbul, Bursa, Ankara ve İzmir'de birebir tanık olduğum projeleri görmüş biri olarak söylüyorum)
Ancak bu örnekler sektörün genelini temsil ediyor diyemeyiz. Çünkü bunların aksine yeni projeye başlayan ve hatta beklettiği projeleri daha öne çekenlerde oldu. İşin özü her sektördeki dalgalanlamaların bir benzeri de inşaat sektöründe yaşandı.
Peki 31 Mart 2019 günü yaşanacak yerel seçimler sonrasında inşaat sektörünü neler bekliyor ?
5 yılda 7 seçim görmüş bir ekonomi içinde ayakta kalmayı başaran inşaat sektörü seçim sonrası da mutlaka olumlu sinyaller vermeye başlayacaktır. Hatta Mart ayının ortasından itibaren konut satışları nezdinde bir takım iyimser gelişmeler yaşanmaya da başladı.
Bu kapsamda yerel seçimler sonrası sektörü bekleyen en güçlü 5 olasılık şu şekilde sıralanabilir;
1- Seçim sonrası sonuçlar nasıl olursa olsun, konut alıcılarındaki psikolojik baskı ortadan kalkacağı için alımı erteleyen alıcılar alımlara başlayabilir.(Psikolojik beklentilerin satışlar üzerindeki etkilerini önceki yıllarda fazlasıyla görmüştük)
2- Konut kredi faizlerinde seçim sonrası da bir değişim olmasını beklemiyoruz. Çünkü faiz ve döviz arasındaki ilişki bu kadar güçlü iken faizlerde bir indirim yapılarak dövizdeki sörf desteklenmez. Yıl sonuna kadar faizlerin aynı seviyeyi korunmasına dikkat edilecektir.
3- Son 1 yıldaki inşaat girdi maliyetlerindeki artışlar konut satış fiyatlarına bir türlü yansıtılamadı. Ancak inşaat sektörüne buna dayanma gücü ne yazık ki kalmadı. Seçimin ardından kademeli olarak konut fiyatlarında bir artış olması kaçınılmaz.
4- Konut alıcıları cephesinde de seçim sonrası ciddi anlamda değişimler olması kaçınılmaz gözüküyor. Lüks ve pahalı konutlarda olan talep seçim sonrası daha azalacak. Zaten düşük olan bu talebin seçim sonrası daha düşmesi bekleniyor. Metrekare bazlı beklentiler de buna bağlı olarak değişim gösterecek. Önceden 3+1 daireler revaşta iken bu talebin artık 2+1 ve kullanılabilir metrekarelerde dairelere yönelmesi kesin diyebiliriz.
5- Açıkcası bu son madde pek gerçekleşmesini istemediğimiz ama olasılık olarak yazmak zorunda olduğumuz bir madde..Seçim sonrası olasılıklardan bahsediyorsak bu maddeyi yok saymak doğru olmaz. Seçim sonrası inşaat sektörü başta olmak üzere tüm ekonomiyi etkileyecek en güçlü olasılık "yerel seçim sonuçlarına bağlı erken genel seçim" olasılığı..
Eğer partiler arasındaki rekabet farklı bir boyuta çekilir ve yerel siyaset bir genel siyaset sorunu olarak tartışılmaya başlarsa erken genel seçim kaçınılmaz olabilir. Bunun içinde 2020 yılında bir erken genel seçim olması kimseyi şaşırtmasın.
Eğer böyle bir durum ortaya çıkarsa yukarıda belirttiğim olasılıklar için yeni bir liste yapmamız gerekecek..
İyi haftalar,
Utku ÇALIŞKAN
[email protected]